gönderen Admin » 07 Mar, 23:41
Güzel konu,
Quantum düşünce sistemine göre kişi ilk 6 yaşta şekillenir ve belirli evrelerle bu 6 yıllık evreyi tekrar gözden geçirir. Gözden geçirme evrelerinde ya düzelmesi gerekenleri düzeltir ya da pes eder genetik ve çevresel kodlara göre yaşamına devam eder. Yani insanın önünde tüm hayatını etkileyen ilk 6 yıllık ve sonrasındaki belki de teğet geçilen değerlendirme evreleri ile aşılması en zor olan genetik kodlar var. Bilinçaltı aşılması zor bir oluşum olarak hepsini harmanlar.
Ama "Neden" sorusunu soranlar henüz pes etmemiş olanlardır. Geçen bir parapsikolog söyleşisinde şunu diyordu ilgimi çekti "Bazen geçmişte bizi genleri ile etkileyen atalarımız birinin ahını almışlardır, helalleşmeden de bu yükü genleri ile bize yüklemişlerdir. Olmuyor deriz ama neden olmadığını da bilmeyiz. İşte asıl yapmamız gereken önümüzü tıkayan noktaları birer birer bulup gerekirse helalleşmek, yara sarmak veya kabullenmek ile önümüzdeki setleri aşmalıyız"
Bu söylenenleri farklı bir bakış açısı kazandırmak için ekledim. Meselenin ne kadar karmaşık olduğunu göstermek için. Benim şu zamana kadar gördüğüm şu...
Bir şeyin olmasını istediğim halde olmuyorsa mevcut direnç yeterli değildir. Ek kuvvet gerekir. Bu noktada geri çekiliş sonraki ataklarımızın gücünü de kesiyor. Ya tam hazır olmadan başlama ya da başlamışsan asla geri çekilme. Çünkü bir şeylerin olması için verilecek çaba bir dağın zirvesine tırmanış gibi. Durursan tekrar tırmanacak gücü bulmak güçtür, düşmek kaçınılmazdır.
Bazen çekilen bir sıkıntı, yaşanan acı bir olay, hiç olmayacağını zannettiğin bir işin olması, duyulan özlem, tam teslimiyet... Ruha ihtiyacı olan tetiklemenin ve gücün nereden geleceği belli olmuyor. (Neyin hayırlı olacağı ileride belli olur sözünü hatırlatacak olayların yaşanması gibi)
Güzel konu,
Quantum düşünce sistemine göre kişi ilk 6 yaşta şekillenir ve belirli evrelerle bu 6 yıllık evreyi tekrar gözden geçirir. Gözden geçirme evrelerinde ya düzelmesi gerekenleri düzeltir ya da pes eder genetik ve çevresel kodlara göre yaşamına devam eder. Yani insanın önünde tüm hayatını etkileyen ilk 6 yıllık ve sonrasındaki belki de teğet geçilen değerlendirme evreleri ile aşılması en zor olan genetik kodlar var. Bilinçaltı aşılması zor bir oluşum olarak hepsini harmanlar.
Ama "Neden" sorusunu soranlar henüz pes etmemiş olanlardır. Geçen bir parapsikolog söyleşisinde şunu diyordu ilgimi çekti "Bazen geçmişte bizi genleri ile etkileyen atalarımız birinin ahını almışlardır, helalleşmeden de bu yükü genleri ile bize yüklemişlerdir. Olmuyor deriz ama neden olmadığını da bilmeyiz. İşte asıl yapmamız gereken önümüzü tıkayan noktaları birer birer bulup gerekirse helalleşmek, yara sarmak veya kabullenmek ile önümüzdeki setleri aşmalıyız"
Bu söylenenleri farklı bir bakış açısı kazandırmak için ekledim. Meselenin ne kadar karmaşık olduğunu göstermek için. Benim şu zamana kadar gördüğüm şu...
Bir şeyin olmasını istediğim halde olmuyorsa mevcut direnç yeterli değildir. Ek kuvvet gerekir. Bu noktada geri çekiliş sonraki ataklarımızın gücünü de kesiyor. Ya tam hazır olmadan başlama ya da başlamışsan asla geri çekilme. Çünkü bir şeylerin olması için verilecek çaba bir dağın zirvesine tırmanış gibi. Durursan tekrar tırmanacak gücü bulmak güçtür, düşmek kaçınılmazdır.
Bazen çekilen bir sıkıntı, yaşanan acı bir olay, hiç olmayacağını zannettiğin bir işin olması, duyulan özlem, tam teslimiyet... Ruha ihtiyacı olan tetiklemenin ve gücün nereden geleceği belli olmuyor. (Neyin hayırlı olacağı ileride belli olur sözünü hatırlatacak olayların yaşanması gibi)