gönderen TriGonoMetri » 03 Tem, 03:45
''Taptuk Emre, getirdiği düzgün odunlara bakarak Yunus'a sorar : "Dağda hiç eğri odun kalmamış mı?" Yunus bu soruya şöyle cevap verir : "Dağda eğri odun çok; lâkin senin kapında odunun bile eğrisi yakışmaz!" Bizler bir Yunus değiliz ama yaşamımızın içindeki eğriliklerini düzeltmeye başlayarak ve bizden sonra gelecek nesillere örnek olarak düzeltme babında küçükte olsa bir adım atabiliriz. Bizler Allah'ın en büyük şah eseriyiz.Dağların bile titreyip kabul etmediğini kabul eden ve yeryüzüne halife kılınanlarız. Bu yüzden bizlerin kapısına da eğri odun yakışmaz.
Günlerimizi, zamanımızı yaşadıklarımızı farkında olmadan heba ediyoruz. Üzücü ve bir o kadar da doğru bir sitem. Konu o kadar geniş bir yelpazeye sahip ki sayfalarca yazsak bile sebeplerini bitiremeyiz. Teknolojik gelişmelerin yanlış kullanımı, küresel güçlerin oyunları, unutulan benlikler, unutulan insanlık... say say bitmez.
Dün bitti, bugün hala devam ediyor, yarın olmayabilir... Peki bu süreçte bizler neler yapıyoruz ? Bizi yaradan neden yarattı? Her bir zerresi ayrı bir hayranlık uyandıran vücudumuzla neye hizmet ediyoruz ?
Zaman ve hayat sonsuz bir kaynak değildir. Misafir olduğumuz bu gurbette amacımızı ve benliğimizi unutursak, bu deniz bizi yutar. Her saati, dakikası, saniyesi ve salisesi bizlerden bir parça alıyor olmasına rağmen yerimizde saymaya ve aklı olmayan bir varlık gibi yaşamaya devam mı edeceğiz ?
Canlı bir varlık olmayan güneş her sabah doğup vazifesini yerine getiriyor. Ağaçlar aklı olmamasına rağmen yaşam aracımızı oksijenimizi üretiyor. İnekler, keçiler... aklı olmamasına rağmen vazifesini yerine getirip bizlere besin kaynağı oluyor. Peki ya insan? Akıl sahibiolan insan neden aldanmışlık içinde olup değer bilmiyor ve değer vermiyor?
Kendini tanımaktan geçiyor her şey.
''Taptuk Emre, getirdiği düzgün odunlara bakarak Yunus'a sorar : "Dağda hiç eğri odun kalmamış mı?" Yunus bu soruya şöyle cevap verir : "Dağda eğri odun çok; lâkin senin kapında odunun bile eğrisi yakışmaz!" Bizler bir Yunus değiliz ama yaşamımızın içindeki eğriliklerini düzeltmeye başlayarak ve bizden sonra gelecek nesillere örnek olarak düzeltme babında küçükte olsa bir adım atabiliriz. Bizler Allah'ın en büyük şah eseriyiz.Dağların bile titreyip kabul etmediğini kabul eden ve yeryüzüne halife kılınanlarız. Bu yüzden bizlerin kapısına da eğri odun yakışmaz.
Günlerimizi, zamanımızı yaşadıklarımızı farkında olmadan heba ediyoruz. Üzücü ve bir o kadar da doğru bir sitem. Konu o kadar geniş bir yelpazeye sahip ki sayfalarca yazsak bile sebeplerini bitiremeyiz. Teknolojik gelişmelerin yanlış kullanımı, küresel güçlerin oyunları, unutulan benlikler, unutulan insanlık... say say bitmez.
Dün bitti, bugün hala devam ediyor, yarın olmayabilir... Peki bu süreçte bizler neler yapıyoruz ? Bizi yaradan neden yarattı? Her bir zerresi ayrı bir hayranlık uyandıran vücudumuzla neye hizmet ediyoruz ?
Zaman ve hayat sonsuz bir kaynak değildir. Misafir olduğumuz bu gurbette amacımızı ve benliğimizi unutursak, bu deniz bizi yutar. Her saati, dakikası, saniyesi ve salisesi bizlerden bir parça alıyor olmasına rağmen yerimizde saymaya ve aklı olmayan bir varlık gibi yaşamaya devam mı edeceğiz ?
Canlı bir varlık olmayan güneş her sabah doğup vazifesini yerine getiriyor. Ağaçlar aklı olmamasına rağmen yaşam aracımızı oksijenimizi üretiyor. İnekler, keçiler... aklı olmamasına rağmen vazifesini yerine getirip bizlere besin kaynağı oluyor. Peki ya insan? Akıl sahibiolan insan neden aldanmışlık içinde olup değer bilmiyor ve değer vermiyor?
Kendini tanımaktan geçiyor her şey.