subliminal mesaj, telkin, telkin nedir, subliminal mesaj nasıl hazırlanır, bilinçaltı mesajlar, telkin nasıl hazırlanır
Subliminal mesaj veya bilinçaltı mesaj, başka bir objenin içine gömülü bir işaret ya da mesajdır. Mesajlar normal algı limitlerinin altında bırakılarak, bilinçaltını etkilemek üzere hazırlanırlar.
Bir çoğunuzun aşina olduğu bu kelime Arapça kökenli olup, "Bir duyguyu, bir düşünceyi aşılama", "Bilinç dışı bir süreç aracılığıyla, kişinin ruhsal veya fizyolojik alanıyla ilgili bir düşüncenin gerçekleştirilmesi", "Aşılamak" Anlamlarına geliyor. (BKZ. TDK Sözlüğü)
Bu kavramları biraz daha açacak olursak Etkileme, Psikolojik yönden düşünce ve davranışları değiştirme, belli bir hedefe yöneltmek için kişinin etkilenmesi diyebiliriz.
Peki Telkin gerçekten de insan üzerinde etkili bir kavram mıdır?
İnsan beyni, sınırları çok geniş ve anlaşılması çok zor devasa ve büyüleyici bir mekanizmaya sahiptir. Siz bunun içerisine bilinç altı gibi karmaşık ve insan yaşamında son derece güçlü etkileri olan alt mekanizmayı da dahil edecek olursanız kontrol edildiğinde (veya edilebildiğinde) ortaya korkunç bir güç çıkar.
Nasıl mı?
Okumaya devam edin o zaman.
İnsan dünyayı temel olarak dört ana duyu organıyla algılar. Görür, Duyar, Koklar ve Dokunur. Dış dünyadan bu organları aracılığı ile topladıkları bilgileri beyninde analiz eder ve yaşantısına bu şekilde devam eder. Telkin konusunda bizi daha çok ilgilendiren alıgımız Duyuştur. Peki neden Görmek değil de Duymak daha etkilidir. Küçük bir ayrıntıdan dolayı!
Görmek eylemi tarafımızdan gerçekleştirilir, yani gözlerimizi açarız, görmek istediğimizde görür. Ancak Duymak dıştan gelir. Yani başkası tarafından oluşturulan etkiler söz konusudur. Hipnozla ilgilenen arkadaşlar iyi bilirler. Hipnozda asıl önemli olan Hipnotizürün Deneğe fısıldadıklarıdır. Yani siz istediğiniz kadar deneğin gözleri önünde sarkaç sallayın, dikkat çekici nesnelere baktırın değişik ses tonlarıyla Deneğe gerekli telkinler verilmediği sürece Denek uyusa dahi Hipnoz seansı hiçbir işe yaramayacaktır. Deneğin etkilenmesi ve istenilenlerin yapılabilmesi için mutlaka sesli ve belli anlamlar ifade eden kelimeler kullanılmalıdır.
İşte Telkin konusunda da bizi asıl ilgilendiren konu Duyduklarımız veya duyurduklarımızdır.
Gece Çok geç yatmıştınız. Uyandığınızda baktınız ki Saat hayli geç olmuş. Nerdeyse geç kalıyorsunuz. Apar topar giyindiniz, eşyalarınızı aldınız ve daha önceden sözleştiğiniz arkadaşlarınızın yanına gitmek üzere evden çıktınız. Tam siz yoldayken telefonunuz çaldı. Çekinerek telefona baktınız "Nerde Kaldın Beee. Hadi Çabuk Ol Biraz" Bunları duyan beyniniz sizi daha aktif hale getirebilmek için üzerinizdeki tüm uykuyu ve gevşekliği ortadan kaldırabilmek için bir kimyasal salgıladı ve bir anda damarlarınızdaki kanın ısısını hissetmeye başladınız. Biraz daha acele etmeye başladınız. Beyinden daha fazla enerji gönderildi. Bunu karşılayabilmek içinde tabi ki daha derin nefes almak zorundasınız. Artık geceden kalma yorgunluğunuzu ve uykusuzluğunuzu daha az hissediyordunuz. Bu acele ile yoldan geçen birisine çarptınız. "Önüne baksana be" Bunu duyunca gerildiniz. Moraliniz bozuldu. Beyniniz olası bir saldırıyı karşılayabilmek için Adrenalin salgıladı ve tüm dikkatiniz karşınızdaki şahsa yöneldi. Sizin sert tutumunuz karşısında vatandaş cık cıklayarak yoluna devam etti. Bu arada cep telefonunuzu yere düşürdünüz. Zaten gerginleşen sinirleriniz Telefonu almak için yere eğildiğinizde beyninine kanın hücum etmesi ve ateşinizin yükselmesiyle daha da gerildi. Telefonu elinize aldığınızda gördüğünüz manzara sizi daha da sinirlendirdi. Telefonunuzun Mikadan yapılmış camı kırılmıştı. Beyniniz iyice şarj olan sinirleri deşarj edebilmek amacıyla yeni bir emir gönderdi ve derin bir nefes alıp ufff çekmenize neden oldu ve tabi ki ardından küfür veya lanetler. Bu şekilde azda olsa deşarj olan sinirler sizi yeniden gitmeniz gereken yere yönlendirdi. Ama bir kere yatağın tersinden kalkmışsınız devamıda geldi. Kaldırımdan geçerken yoldan hızla geçen araba kaldırımın kenarındaki su birikintisini üzerinize boca etti. Bi an beyniniz kararsız kaldı, "gideceğiniz yere mi yöneltisin, üzerinizi mi sildirsin yoksa hızla uzaklaşan arabaya lanet mi okutsun" Siz bu kararsızlığı yaşarken Camı kırılmış Cep telefonunuz tekrar çalmaya başladı.
Beyniniz öyle bir kimyasal salgıladı ki bir anda kendinizi toparlayıp telefona bakmanızı sağladı. "Ne var lan. Çatladınız mı geliyorum işte." Beyniniz tekrar şarj olan sinirleri yatıştırabilecek en kestirme yolu çoktan keşfetmişti bile. Öfkenizin gideceği yol bellidir. Tüm öfkenizin ana kaynağına... Telefonu cebinize attınız, çoktan uzaklaşmış olan arabanın ve size bakanların ardından sağlam, okkalı bir lanet veya küfür yolladıktan ve üstünüzü başınızı elinizle temizlemeye çalıştıktan sonra tekrar yola çıktınız. Yolda giderken tabiki artık pek bir aceleniz yoktur çünkü zihininiz, yaşadıklarınızla ve beyninizin sinirleri gevşetmek için çabalamasıyla meşguldür. Bir süre sonra yani zamanın görecelik kavramından da yararlanarak kendinizi arkadaşlarınızın çok yakınında buldunuz. Sizi uzaktan gördüklerinde "Nihayet gelebildi, ne olmuş lan buna" tarzı seslerini duymaya başladınız bile. Yanlarına gittiğinizde ise Kahkahalar arka arkaya gelir çünkü çamurluğun yaz modasını yaşamaktasınız. Ne kadar berbat göründüğünüzle ilgili bir yığın kahkaha ve söz işitirsiniz.
----------------------
Bunu okuyan az veya çok belki benzer durumları yaşadıkları için veya yaşanılanların hiç te hoş şeyler olmadığını düşündükleri için negatif düşünceler içerisine girmişlerdir. Bunu sağlayan nedir? Gördüğünüz kelimeler mi? Tabi ki hayır. Geçmişte yaşadıklarınız mı? Hayır.
Bunu ve tüm Hipnoz, Trans ve benzer uygulamaları gerçek kılan Ana Merkez Kaynağı. Yani Okuduklarınızın Zihninizde Oluşturduğu, Farkettiğiniz veya Farketmediğiniz Bilinç Altı Görüntüleridir. Bu görüntüler sizin daha derin ve gerçekçi hisler yaşamanızı sağlar. Bir yönüyle kendinizi o görüntülerin baş kahramanı yapar. Bunu bir yerlerden Hatırlarsınız. Bizi gerçek dünyaya bağlayan ana mekanizma. Hayallerde ve Rüyalarda dahi Bizi Gerçek Dünyaya Bağlayan Ana Mekanizma.
Yani bizim en etkili yöntem olarak kullanacağımız Tekniğin Baş Kahramanı. Duyduklarımızı Bilinç Altımızı Etkileyerek Gerçek Dünyaya Yansıtacak olan Sihirli Kelimelerin Büyülü Dünyası TELKİN.
Konu daha önce, 27 Haziran 2006 Tarihinden başlayarak yazı dizisi halinde akreportal üzerinde Telkin Kategorisinde yayınlanmıştır. İçeriğe dokunmadan sadece görülen imla hataları düzeltilmiştir.
Çok güzel ve anlamlı. O yazılarınızı adete yaşadım. Bir an telefonu çamur sıçratan arabaya atacağım sandım
İmajinasyon yaparken, odaklanmak isterken telkinlerin verilmesi baya etkili olacağı benziyor.
Arkadaşıma sordum dedim ki beynimi rahatlatmak için ne yaparım? Oda kitap oku dedi. Baya kitap okuyan birisi. Şimdi bu yukarıda yazılanlar betimlemeler içeriyor ve kitaplarda da var. Biz kitap okurken, hadi en azından yukarı daki örneği okurken ne oldu? Kendimizi kaptırdık, o anı yaşadık. Başka bir şey düşünmedik, düşünsek de ufak ufak. Seçeneklerimiz azdı yani. Tek bir şeye kendini vermek insan sağlığı için, beyin için daha etkili ve yine sağlıklı bir durum. Bu durumu başka şeyler de sağlamak için ne yapılmalı? Sevmemiz lazım bence, en azından o işte kendimizi sevdirecek bir şey bulmamız lazım. Çünkü her şey de yazı yok. Yada sadece o işle alakalı beynimiz de canlandırma olabilir.
Budray yazdı: ↑13 Eyl, 21:47
Arkadaşıma sordum dedim ki beynimi rahatlatmak için ne yaparım? Oda kitap oku dedi. Baya kitap okuyan birisi. Şimdi bu yukarıda yazılanlar betimlemeler içeriyor ve kitaplarda da var. Biz kitap okurken, hadi en azından yukarı daki örneği okurken ne oldu? Kendimizi kaptırdık, o anı yaşadık. Başka bir şey düşünmedik, düşünsek de ufak ufak. Seçeneklerimiz azdı yani. Tek bir şeye kendini vermek insan sağlığı için, beyin için daha etkili ve yine sağlıklı bir durum. Bu durumu başka şeyler de sağlamak için ne yapılmalı? Sevmemiz lazım bence, en azından o işte kendimizi sevdirecek bir şey bulmamız lazım. Çünkü her şey de yazı yok. Yada sadece o işle alakalı beynimiz de canlandırma olabilir.
Mecburiyetleri bu işin içine katabilir miyiz peki? Ben evde 1 yaşında kızım ve 7 yaşında kedimle gündüzümü geçiriyorum. Bütün günüm neredeyse onlarla geçiyor. Kızımı dışarı çıkardığımda ise en keyif aldığım şey müzik dinlemek oluyor. Belki de sırf müzik dinleyebilmek için kızı arabasına koyup gezdiriyor da olabilirim. Bu durumda benim gün içindeki mecburiyetlerime telkinleri nasıl adapte edebilirim? Kızıma bakmak da keyif veriyor ama her halukarda mecburiyet.
Budray yazdı: ↑13 Eyl, 21:47
Arkadaşıma sordum dedim ki beynimi rahatlatmak için ne yaparım? Oda kitap oku dedi. Baya kitap okuyan birisi. Şimdi bu yukarıda yazılanlar betimlemeler içeriyor ve kitaplarda da var. Biz kitap okurken, hadi en azından yukarı daki örneği okurken ne oldu? Kendimizi kaptırdık, o anı yaşadık. Başka bir şey düşünmedik, düşünsek de ufak ufak. Seçeneklerimiz azdı yani. Tek bir şeye kendini vermek insan sağlığı için, beyin için daha etkili ve yine sağlıklı bir durum. Bu durumu başka şeyler de sağlamak için ne yapılmalı? Sevmemiz lazım bence, en azından o işte kendimizi sevdirecek bir şey bulmamız lazım. Çünkü her şey de yazı yok. Yada sadece o işle alakalı beynimiz de canlandırma olabilir.
Evet. Sevmek, ilgi ve bağ kurmak. İçinde bulunmak, rol almak. His boyutuna ulaşmak.
Budray yazdı: ↑13 Eyl, 21:47
Arkadaşıma sordum dedim ki beynimi rahatlatmak için ne yaparım? Oda kitap oku dedi. Baya kitap okuyan birisi. Şimdi bu yukarıda yazılanlar betimlemeler içeriyor ve kitaplarda da var. Biz kitap okurken, hadi en azından yukarı daki örneği okurken ne oldu? Kendimizi kaptırdık, o anı yaşadık. Başka bir şey düşünmedik, düşünsek de ufak ufak. Seçeneklerimiz azdı yani. Tek bir şeye kendini vermek insan sağlığı için, beyin için daha etkili ve yine sağlıklı bir durum. Bu durumu başka şeyler de sağlamak için ne yapılmalı? Sevmemiz lazım bence, en azından o işte kendimizi sevdirecek bir şey bulmamız lazım. Çünkü her şey de yazı yok. Yada sadece o işle alakalı beynimiz de canlandırma olabilir.
Mecburiyetleri bu işin içine katabilir miyiz peki? Ben evde 1 yaşında kızım ve 7 yaşında kedimle gündüzümü geçiriyorum. Bütün günüm neredeyse onlarla geçiyor. Kızımı dışarı çıkardığımda ise en keyif aldığım şey müzik dinlemek oluyor. Belki de sırf müzik dinleyebilmek için kızı arabasına koyup gezdiriyor da olabilirim. Bu durumda benim gün içindeki mecburiyetlerime telkinleri nasıl adapte edebilirim? Kızıma bakmak da keyif veriyor ama her halukarda mecburiyet.
Öncelikle "Mecburiyet" olarak bakmayın. En azından o ifadeyi kullanmayın.
Telkin için iyi bir neden varsa adapte etmek için de yöntemler bulunabilir. Yani telkinleri ne için kullanmak istediğinize bağlı.
Budray yazdı: ↑13 Eyl, 21:47
Arkadaşıma sordum dedim ki beynimi rahatlatmak için ne yaparım? Oda kitap oku dedi. Baya kitap okuyan birisi. Şimdi bu yukarıda yazılanlar betimlemeler içeriyor ve kitaplarda da var. Biz kitap okurken, hadi en azından yukarı daki örneği okurken ne oldu? Kendimizi kaptırdık, o anı yaşadık. Başka bir şey düşünmedik, düşünsek de ufak ufak. Seçeneklerimiz azdı yani. Tek bir şeye kendini vermek insan sağlığı için, beyin için daha etkili ve yine sağlıklı bir durum. Bu durumu başka şeyler de sağlamak için ne yapılmalı? Sevmemiz lazım bence, en azından o işte kendimizi sevdirecek bir şey bulmamız lazım. Çünkü her şey de yazı yok. Yada sadece o işle alakalı beynimiz de canlandırma olabilir.
Mecburiyetleri bu işin içine katabilir miyiz peki? Ben evde 1 yaşında kızım ve 7 yaşında kedimle gündüzümü geçiriyorum. Bütün günüm neredeyse onlarla geçiyor. Kızımı dışarı çıkardığımda ise en keyif aldığım şey müzik dinlemek oluyor. Belki de sırf müzik dinleyebilmek için kızı arabasına koyup gezdiriyor da olabilirim. Bu durumda benim gün içindeki mecburiyetlerime telkinleri nasıl adapte edebilirim? Kızıma bakmak da keyif veriyor ama her halukarda mecburiyet.
Öncelikle "Mecburiyet" olarak bakmayın. En azından o ifadeyi kullanmayın.
Telkin için iyi bir neden varsa adapte etmek için de yöntemler bulunabilir. Yani telkinleri ne için kullanmak istediğinize bağlı.
Evet, hoş bir kelime değil farkındayım. Gün içinde bulunduğum durumu geliştirmeyi amaçlamak için bu ifadeyi kullandım açıkçası. Telkinleri kendimi güçlendirmek, farkındalık sağlamak ve yer yer sınırlarımı zorlamak için kullanmak istiyorum.
Yalnız telkinler eğer belirli ve net bir amaca yönelik olmazsa etkileri kısa süreli olabilir veya sadece plasebo etkisi oluşup sönebilir. Bir süre sonra bu durum öğrenilmiş çaresizlik sendromu gibi değerini yitirip yaptıklarınızın işe yaramamasına neden olabilir.
"Mutlu olmak istiyorum" Ama neden? Ne için? Mutluluk kaynağı nedir? Mutluluk ortaya çıktığın getiri ne olacak? Telkin metni oluşturulurken boşluk bulunmamalı, cümle kullanıldığında soru işareti oluşmamalı veya muallakta kalmamalı.
Yönetici yazdı: ↑13 Eyl, 22:23
Yalnız telkinler eğer belirli ve net bir amaca yönelik olmazsa etkileri kısa süreli olabilir veya sadece plasebo etkisi oluşup sönebilir. Bir süre sonra bu durum öğrenilmiş çaresizlik sendromu gibi değerini yitirip yaptıklarınızın işe yaramamasına neden olabilir.
"Mutlu olmak istiyorum" Ama neden? Ne için? Mutluluk kaynağı nedir? Mutluluk ortaya çıktığın getiri ne olacak? Telkin metni oluşturulurken boşluk bulunmamalı, cümle kullanıldığında soru işareti oluşmamalı veya muallakta kalmamalı.
Aslında bu soru hayatta da sorulması gereken sorulardan. Yani bulanık olmaması gerekiyor.
Muhteşem demeyi sevmem ama harikulade, dehşetül vahşet birşey olmuş
Bu görüntüler, telefon düşürme, çamurlu suyun üzerine sıçraması falan.. Bunları komple bir bütün olarak yaşamasak, görmesek bile beyin o farklı parçaları öyle güzel birleştiriyor ki sanki hepsini tek bir seferde yaşanmış gibi hissettiriyor..
Abi bu salgı meselesi gerçek mi ? Beynimiz bir nevi 3d yazıcı gibi istediği herşeyi yapabiliyor mu ?
Benzetme pek güzel olmadı ama düzgünce benzetebileceğim tek şeyde buydu..