Ardından başlayan haçlı seferleri esnasında kitabın hristiyan ordularının eline düştüğü ve papalık tarafından dili çözüldükten sonra yasaklandığı ve yine çok gizli bir yerde saklandığı tüm bu hikayelerin kesiştiği noktadır.

Lovecraft'ın Arap mitleri üzerine yaptığı araştırmalar esnasında bu kitabı kafasından yaratmış olduğu söylenebilir.Fakat bir zamanlar British Museum'da ilk olarak halka gösterilen,ardından özel bölüme kaldırılan ve son olarak da şu an Londra'da bulunan Royal Library'de özel izinle girilen bir bölümde sergileniyor

Necronomicon´un yedi cilt olduğu ileri sürülüyor, aslı 900 sayfanın üzerinde, her cildinin 125 sayfa civarında olduğu düşünülebilir. Peki bu garip kitap nerede ve ne zaman yazıldı? Necronomicon´un MS 730´da Şam´da Abdül El Hazret tarafından yazıldığı biliniyor. Öyleyse El Hazret kimdir? Çok az bilgi var, onun çoğu da Necronomicon´un içinde; Hep yolculuk yapar çok okurmuş, İskenderiye´den Pencap´a kadar dolaşmış, onlarca dil konuşur ve öğrencilerine dünyanın her yerinden araştırıp öğrendiklerini anlatırmış. Metodları Heredot´u ve hatta Bruno´yu anımsatıyor. Nostradamus´un ünlü "Yüzlükler" inin ilk iki dörtlüğünde anlattığı metodun kaynağı uzmanlara göre Necronomicon´dan alınmıştır;
1.Geceyarısı,gizli odamda yanlız çalışıreken otururum üç ayaklı pirinç sehpada. küçük bir ışık gelir insansız yerden. düşüncemi aydınlatır talihimin boş yere olduğuna inanmıyorum
2. Asa ellerimin arasında konuşulur branches ortamında su hareketleniyor,limbe eteğinden ayağa,büyük bir korku,içten bir ses farklı bir titreme,ilahi ışık kutsal haber artık yanımdadır.
Büyü veya daha doğru bir tanımla majikal kehanet için çağdaş araştırmacılar bilincin açılması ve güncel etkilerden kurtulabilmesi için belli uyuşturucuların kullanıldığını belirtiyorlar. Bunun bir formülü de ele geçirilmiş; "Günnük, aselbent, diktamnus, haşhaş kökleri, afyon" gibi maddeler kullanılıyormuş. Kaynak Columbia Üniversitesi´ nin inançlar ve yöntemlerle ilgili araştırma raporlarından alınma. Yani Necronomicon sadece bu yönden geleceği görebilmenin yolunu da gösteriyor veya öğretiyor. "Çılgın Arap" El Hazret´in çağının çok ötesinde olduğu da anlatılmakta, çünkü bu Necronomicon sayesinde geleceği gördükten sonra çağının dışında kalmış veya uyum sağlayamamış, ona çılgın denmesinin nedeninin altında çağına göre alışılmadık biri olması yatıyor.
İnsanı çıldırtıyor ama nasıl?
Bir diğer kaynağa daha bakalım, Yunanlı Yeni-Platonist filozof Proclus (MS 410-485), astronomi, felsefe, matematik ve metafizik uzmanıydı ve kullandığı büyü yöntemleriyle Hekate adlı mitolojik tanrıyı görebildiğini yazıyordu. Proclus, Eski Mısır ve Kalde gizem öğretilerinden yararlanmıştı ve Proclus´un yazılı yöntemlerinin tamamen El Hazret´in eline geçtiği ve Necronomicon´a aktarıldığı da söylenmekte. Neyse, biraz da bu garip kitabın basılı olup olmadığına veya basım tarihçesine kısa bir göz atalım.
Hiçbir Arap kaynağında Necronomicon´un çıkış bilgisi yok. Araştırmacı ve tarihçi İdris Şah, kitabı Hindistan´da Deobund´daki, Mısır El Azhar´daki ve Mekke´deki antik kitaplıklarda araştırmış ama başarılı olamadığını yazıyor. 1487 tarihli bir Latince belgede Dominikan Rahip Olaus Wormius imzasıyla Engizisyon´un ölümcül ismi Kara papaz Torquemada´nın İspanyol Yahudileri´ne zulmederken, Necronomicon´u ele geçirdiği ve İtalyanca´ya çevirttiği belirtiliyor. Wormius´a göre, kitap son derece tehlikeli ve okuyan insanı olağanüstü etkiliyor ve aklını başından alıyor. İçindeki bazı bölümlerde Tevrat´ın Yaradılış Bölümü´ ndeki gizli ve şifreli bölümlerin açıklamalarının bulunduğu ve bunları anlamanın sonucunda insanın çıldıracağını da belirtiyor.
Çıldırtan kitabın izinde..
Wormius, kitabın bir kopyasını ele geçirmiş olmalı ki, Spanheim Başrahibi Johann Tritheim´ a yollamış ama sonra Wormius ekliyor; "Çeviriyi yaktım, bu Tanrı´ya küfürdü, gerçekler çok fazla ortaya çıkıyordu, İnsanlar buna hazır değiller, daha çok zaman gerekiyor.. Ama başka kaynaklar Necronomicon´un yokolmayıp Vatikan´a yollandığını yazmaktalar. Yüzyıl kadar sonra 1586´da, Wormius´a ait kopya Prag´da ortaya çıktı. Ünlü İngiliz majisyeni Dr. John Dee ve asistanı Edward Kelly bu kez Necronomicon´u ele geçirdiler, söz edildiğine göre Dee ve Kelly "Necromancy" denen ölüleri mezarlarından kaldırma deneylerine ondan sonra başladılar. Ama bir bomba daha duyuldu, Necronomicon´da simya yoluyla altın yapma yöntemleri de vardı.
Dr. Dee, Necronomicon´u İngilizce´ye çevirip Manchester´de Christ´s College´e bıraktı. Sonra büyük koleksiyoncu Elias Ashmole eliyle Oxford´da Bodleian Library´de yer aldı. Ve şu anda da Londra´da British Museum´da Necronomicon´un bir kopyasının bulunduğu müze kayıtlarında yer alıyor.
Bildiğimiz herşeye aykırı..
Ne var bu korkunç kitabın içinde?
- Tufan öncesiyle ilgili inanılmaz gerçekler vardır. El Hazret kaybolmuş geçmişin içyüzünü anlatırken, Tevrat´daki "Yaradılış" bölümüyle, mitolojik kaynaklar arasında kesin benzerlikler olmasına rağmen Tevrat bunları gizlemekte, bugüne kadar yapılan çeviriler ise kutsal kitabın aslından çok uzak. Geniş ayrıntılarla geçmişin ve dinlerin kaynağının içyüzü anlatılıyor.
-İnsan ırkı, dünyadan önce başka bir yerdeydi. Buna başka kürelerden gelme denmekte. Neo-Platonist inançlara göre anlatılan dünya benzeri yıldızlarda kendilerine özgün yaşam formları bulunmaktadır. Bu yaşam biçimlerinin özellikleri kozmik hiyerarşinin evrim çizgisiyle belirlenirler.
- Özel zamanların belirlenmesiyle ve özel semboller kullanılarak, eskilerle ilişki kuralabilir ve onlardan istenilen kozmik bilgiler alınabilir, o zaman geçmişe ve geleceğe hakim olmak mümkündür ama bu tehlikeli bir yoldur çünkü insan taşıyabileceği bilgiyi edinmeli ve bunun farkında olmalıdır.
Hitler kitaptan yararlanamadı..
Necronomicon´un bilinen kopyaları kayıp görünüyor, bazı kaynaklar Adolf Hitler´in okkült ilgisi sonucunda kitabın bir kopyasını ele geçirdiğini belirtiyorlar ama sonrası bilinen bir şey, Führer´in sonu efsaneye göre Necronomicon´dan yararlanmışa benzemiyor. Dee´nin Bodleian Müzesi´ndeki çevirisi 1934´den sonra yok oldu, belki de Hitler´e giden kopya oydu. British Museum önceleri çalınmalardan söz ediyordu ama bunun doğru olmadığı anlaşıldı, Wormius baskısı oradaydı ama nedense kataloglardan silindi ve yeraltı depolarına kaldırıldı.
Hatta bir iddiaya göre çok değerli eşyalar klasmanına alınarak 1940´larda Kraliyet mücevherleriyle beraber Galler´de özel bir şatoya saklanmıştı. Sonra tüm dünya kitaplıkları Necronomicon ile ilgili kaynakları ve belki de kopyaları saklamak için sanki söz birliği ettiler. Necronomicon´ın çıldırtması anlaşıldığı kadarıyla sanıldığı gibi değil, sadece bildiğimiz, inandığımız herşeyi reddetmesi ve gerçeklerin çok farklı ve belki de çok acımasız olması yüzünden okuyanlar şoka giriyor olabilir
Necromancy
Basit anlamda, ölümden sonraki alem ile temas kurmak diyebiliriz. Necromancy, fiziksel olarak ölmüş yaratıklarla, halk arasında "kara büyü" denilen yöntemleri kullanarak zoraki iletişim kurulmasını ifade eder. Burada zoraki iletişimden kasıt, temas kurulan yaratığın buna istekli olmaması ve iletişime zorlanmasıdır. Bunu yapan büyücüye de "necromancer" denir. Kabaca ifade etmek gerekirse, ölmüş birini mezarından zombi olarak "kaldırmak" denebilir.
Büyücünün amacı, zombinin kendisine hizmet edecek bir savaşçı olmasıdır. Haliyle gerçekten varolan insan savaşçılardan üstün olacaktır. Çünkü onu yoketmek için daha üst düzey, fiziksel olmayan, büyüye dayalı yöntemler gerekecektir. Hristiyanlık literatürlerinde de buna "turn undead" denir. "Undead" ölmüş yaratıkların tekrar kaldırılmış haline verilen isimdir. Ne ölüdürler, ne de diri. İki alem arasında kalmış ruhları zoraki irade altında azap içindedir.
Necromancy kültürü(!) yukarıdaki Necronomicon örneğinde de görüldüğü gibi binlerce yıl öncesinden gelir. Yakın tarihte de Hristiyanlık propagandası amacıyla kullanılmıştır. (Zombilerle, vampirlerle savaşan paladinler... Defetme yöntemleri, gümüş kazık, kutsal su, kral asası...)
Necromancy büyülerine en yakın sayılabilecek bilinen örnek Yahudilik kültüründe "golem" olarak geçer. Golem, yine efendisine itaat eden bir köle savaşçıdır. Taştan, topraktan ya da metal benzeri malzemelerden yapılan heykellerin ağzına ya da başına bir muska yazılıp bağlanır. Heykel canlanır ve golem olarak efendisine hizmet eder
alıntıdır...
bu arada bir konuya deginmek istiyorum burda bir kaçtane arkadasa sözum vardı teknik için onlardan çok ozur diliyorum ben şu anda adanadayım ve fazlla vakit bulamıyorum arada bir giriyorum mersine geldigimde hemen arkadaslarıma tekniklerini verecehim
saygılar sevgiler...