burada alıntı ile kendi anlattıklarım karışık olacak bu yüzden altına alıntıdır yazısınıda ekleyeceğim neyse Masonlar eski zamanlardan bu yana gelen bir tarikattir ve simgesi bir piramit ve piramitin üstündeki bir gözdür göz eski mısır tanrılarından birinin gözünü temsil eder ve bu tanrı bir savaş esnasında gözünü kaybetmiş ve binlerce parçaya ayrılmıştır fakat başka bir tanrı bunu bulur (şimdi adlarını hatırlamıyorum) bu gözün parçalarını birleştirir ve bu göz mısırlıların tanrı inançlarından gelir.Materyalist felsefeye dayalı bir inanç sistemleri vardır ki biz bu tür kişilere ateist deriz herşeyin maddeden ve atomdan olduğunu ve kendiliğinden varolduğunu düşünürler ve buda evrim teorisinin genel özetinin arkadasındaki kapıdır canlıların ve herşeyin kendiliğinden meydana gelerek zamanla değişmesi ve yanlış DNA eşlenmesi yada radyasyon vb. etkilerden dolayı değişmesidir neyse asıl konumuz bu değil.Hepside ateist değil tabi bazı tarikatları bu şekildedir.Masonların tarihi 16. ve 17. yüzyıllara dayanmaktadır fakat daha eskilere dayandığıda söylenmektedir ve 1390 lı yıllara ait belgeleri bulunmaktadır.Belirli el yazmaları vardır ve şifrelidir
Masonluk, Ortaçağdaki ve Rönesans'taki zanaat örgütünün değişik bir biçimde devamı olarak ortaya çıkmaktadır. Operatif masonluk, duvarcılık mesleğini beden çalışmasıyla ve elle yapılan zanaatkarların kurmuş olduğu meslek birliklerinden ortaya çıkmıştır. Ortaçağda katedral ve kiliseleri inşa eden duvarcı ustalarına mason diye hitap edilmiştir. Bu zanaatkarların mesleki sırları saklamaları için aralarında kullandıkları sembolik anlamlar taşıyan kelimeler ve rumuzlar olmuştur. Aynı zamanda Tanrı'nın evini inşa ettikleri için halk ve din görevlileri arasında masonlar yani duvarcı işçileri kutsal olarak kabul edilmişlerdir. Operatif masonlar toplandıkları loncalarda çalışmalar yapıyorlardı. Aralarında Çırak, Kalfa ve Usta olarak belirlenmiş, becerilerine ve bilgi birikimlerine göre şekillenen bir derece sistemi mevcut olmuştur.
Masonların tapınak şovalyelerinden geldiğine inanılmaktadır Robert bruce un yanında savaştıkları bütün tarih kitaplarında yer almıştır ve aslındada gerçektir çoğunluk olarak Amerika ve İngilterede bulunurlar zaten herşeyin altında onların parmağı vardır öyle değilmi:)İngiltere İskoçya ve İrlanda2da yaklaşık 480.000 tane mason bulunur ve amerikada 2 milyona yakındır ve şovalyelerden kalma gelenekleri vardır gerek kılıçları ve gerek bazı sembollerle belli ederler.
Masonluğun köklerini şövalyelere dayandıran görüşlere göre, kimlikleri ortaya çıkan Tapınakçılar, kendilerine -daha önce kıta Avrupasında olduğu gibi- yönelebilecek saldırılardan korunmak için, duvarcı loncaları kimliğine bürünmüş, sembollerini ve çalışmalarını eski duvarcıların sembolleri ile birleştirmiş ve eski sembollerine bu yönlü anlamlar da yüklemiş, duvarcı kimliği ile kendilerini tanıtmışlar, fakat çalışmalarını ve esas yüzlerini her zaman, hatta sonradan aralarına kabul edilen ve henüz belli bir dereceye gelmemiş olan üyelerinden bile gizli tutmuşlardır. Belki bu yüzdendir ki, günümüzde halen izlenilmeye devam edilen Masonik ritlerde de şövalyeliği esas alan dereceler hep yukarılarda yer alır.
Masonluğun kökenleri ile ilgili konular bugün Masonların dahi kesin olarak görüş birliğine varabildikleri bir konu değildir. Farklı obediyans ve ritler, farklı görüşleri öne sürerler. Bugünkünden çok daha gizli olan geçmişlerinde herhangi bir yazılı kayıt tutulmamış olması bunun en önemli sebebidir. Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası'nın da dahil olduğu dünya düzenli Masonluğu da, Özgür Masonlar Büyük Locası'nın dahil olduğu düzensiz obediyanslar da, ritüellerinde Masonluğun köklerini Operatif Masonlara dayandırır, ilk 3 derece ritüellerinde -şövalye yaşam tarzı denebilecek bir anlayışa atıfları saymazsak- şövalyelikten, ismen, bahis açmazlar. Şövalyelik kökleri ile ilgili konular yüksek derecelerde işlenilir.
Bu konuda kimse tarafından reddedilmeyen bir gerçek vardır ki, Masonluğun geçmişinde şövalyeliğin öyle veya böyle bir etkisini yok sayabilmek mümkün değildir ve Masonluk -eğer bütünüyle onlar tarafından kurulmamışsa- Ortaçağın ünlü şövalyelerine çok şey borçludur.
Masonların arasında Amerika Başkanı H. Barrack Obama nında bulunduğu söylenir bu günlerde kullanılan rock sembolü yada boynuzlu boğa sembolüydü galiba buda masonların işaretlerinden gösterilir V şekli kutsal dişiyi temsil eder ve Obama nında bu işareti yaptıı görülmüştür.Masonluğun bir diğer işaretide zaten iki pergel arasındaki G işaretidir fakat ben bunun çoğunlukla Graviton olduğunu düşünsemde büyük oranla başka bir anlamı var resim paylaşamadığım için mason harflerini ve sembollerini paylaşamadığım için özür dilerim...
Türkiye'de Masonluğun tarihi çok eski zamanlara, 18.yüzyılın sonlarına kadar uzanır. Bu dönemlerde, Osmanlı toprakları üzerinde çok sayıda İngiliz, Fransız, Alman, İtalyan, İskoç ve İrlanda Locasının varlığı bilinmektedir. İlk başlarda sadece yabancılardan oluşan bu localar, zamanla aralarına Türkleri de kabul etmeye başlamışlar ve belirli sayıya ulaşan Türkler kendi Localarını kurmaya başlamışlardır. 1861 yılında Eski ve Kabul Edilmiş Skoç Riti ilkeleri ile çalışmaya başlayan Şûra-î Âlî-i Osmanî (Osmanlı Yüksek Şurası) kurulur ve ilk Hakim Büyük Amirlik görevini Prens Mehmet Abdülhalim Paşa üstlenir. Mithat Paşa da üyeler arasındadır ve 1876 yılında Sultan Abdülaziz'e karşı, 1908 yılında da Sultan II. Abdülhamit'e karşı gerçekleştirilen askeri darbeler bu mason locasında planlanmıştır.
İttihat ve Terakki'nin iktidara gelmesinden sonra kısa sürede çoğalan bu Türk locaları yeterli sayıya ulaşarak kendi obediyanslarını oluşturmaya başlarlar ve 1909 yılında da, bugün Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası olarak bilinen ilk Türk Büyük Locası'nı kurarlar. Kurucular olarak, tamamı 33. derecede olan Mehmet Talat Bey (Talat Paşa), Mehmet Cavit Bey, Rahmi Bey, Mithat Şükrü Bleda, Rıza Tevfik Bölükbaşı, Nesim Mazliyah, Mişel Noradunkyan, David Kohen, Osman Adil, Asim Bey, Mehmet Arif, Fuat Hulusi Demirelli, Mehmet Galip, Hüseyin Cahit Yalçın, Osman Talat, Sarım Kibar, Katipzade Sabri, Emanuel Karasu, Mehmet Ali Baba ve Faik Süleyman Paşa isimleri günümüze ulaşmıştır.
1935 yılında Türk Masonları, meclis içerisinde kendileri aleyhine cereyan eden anti-Masonik hareketler üzerine, dönemin İçişleri Bakanı Şükrü Kaya ve Mustafa Kemal'in özel doktoru Mim Kemal Öke'nin başı çektiği Masonlar, çok yakın oldukları Mustafa Kemal Atatürk ile görüşürler ve sonucunda, derneği bütünüyle kapatma yerine, bu hezeyan geçene kadar çalışmalarına ara vermeyi, Masonik tabir ile uykuya yatmaya karar verirler. Bahsekonu, Masonluk karşıtı hareketlerin başını çeken Mahmut Esat Bozkurt'un önceki yıllarda Mason olmak istediği, Necat Locası'na aday olarak önerildiği ve talepnamesini kendisi doldurduğu, fakat yeterli görülmeyerek başvurusunun kabul edilmediği göz önüne alındığında, bu Masonluk karşıtı hareketin sebebi daha net biçimde anlaşılabilecektir.
Atatürk'ü de Masonların öldürdüğü düşünülmektedir...
Geleneksel dünya düzenli Masonluğu Büyük Locaları, Çırak, Kalfa ve Üstat olmak üzere Masonluğun üç remzi derecesinde çalışırlar. Üstat derecesi, Masonluğun en üst derecesi olarak kabul görür ve Localar da Üstat derecesinin üzerinde herhangi bir derece ne konuşulur ne de bulunur.
Genel olarak 33 dereceli bir sistemin çeşitli tarikat ve cemiyetlere bağlı kimseleri aynı localarda çalıştırmak amacı ile Elias Ashmole'nin düşündüğü kabul edilir. Ashmole, bu sistem içinde, insan düşüncesinin çeşitli dereceleriyle ilgili bilgileri bir gelişim içinde anlatmak, uygulamak amacını gütmüştür. Fakat 33 dereceli sistemi Ashmole'den önce Fransız Masonlarının düşündüğü ve Dante'nin, düşüncelerinden yararlanarak hazırladığı da Jean Palou gibi bazı masonluk tarihini inceleyenler tarafından ileri sürülmektedir. Derecenin bulucusu kim olursa olsun, gerçek olan bugün için 33 derecenin geniş ölçüde kabul edilmiş olması ve belirli görüşleri ve öğretilere işaret etmesidir. Yalnız Ashmole'nin önerdiği 33 derecenin gruplandırılması ile şimdiki gruplandırma arasında fark vardır. Ashmole, 33 dereceyi dört gruba ayırmıştır. Birinci grup 1-3.dereceleri içerir. Operatif Masonluğun çırak-kalfa-usta derecelerine gelmektedir,ikinci grup,15 dereceli olacaktır ve geçmişe ait bütün ananeler parça parça açıklanacaktır. Esası Rose-Croixlardan alınmıştır. Üçüncü grup 13 derecelidir ve Templier Şövalyelerinin geleneklerini yansıtmaktadır. Sonuncusu dördüncü grup, Simyagerlerden alınmıştır ve bütün derecelerin sentezini belirtmektedir. Ashmole'nin bu ayrımına karşılık, şimdiki 33 derece 7 kısma ayrılmaktadır.
Türkiye'deki Mason Localarının da kabul ettiği İskoç Ritüeline göre masonluk 33 derece üzerine düzenlenmiş bulunmaktadır. Her derece belirli bir öğretinin temelini oluşturmaktadır ve kendine özgü sembolleri, kutsal kelimeleri, ritüeli ve ikaf töreni vardır.
Masonlukta 33 derece her zaman kabul edilmiş değildir. Eski Operatif masonlar, yalnız çıraklık ve kalfalık arkadaşlık sınıflarını kabul etmişlerdir. Ustalık ise bir derece olmayıp, yalnızca bir yöneticiliktir. Bu yöneticilik, likayat ve ehliyet esaslarına dayanmıştır. Masonluğun fikri çalışmalar durumunu almasından, Londra Büyük Mahfilinin kuruluşundan sonra da, iki derece kabul edilmiştir. Buna karşılık Ramsayın reformcu davranışları ve mükemmel üstatlar mahfili kurmak isteği, dördüncü dereceyi ortaya çıkartmıştır. Bu arada, masonluğun yalnız Hristiyanlık etkisinde kalmadığını göstermek için, o çağda (XVII. yy.) var olan bütün dini ve fikri temayülleri masonluk içinde temsil ettirme endişesi, birdenbire dereceleri 91'e kadar çıkartmıştır. 1758 yılında, II.Frederick (1712-1786), 33'lüler Süprem Konseyi kurmayı ve İskoç ritinin muntazam bir dereceler sistemine kavuşmasını istedi. Sonunda, 1800 yılında, ilk defa bir 33'ler konseyi Charleston'da kuruldu. Bu konseyden yetki alan masonlar, 1804 yılında Fransa'da, 1805'de italya'da, 1813 yılında Kuzey Amerika'da, 1817'de Belçika'da, 1824'te de İrlanda'da, 1829'de İskoçya'da ve 1861'de Türkiye'de, 33'ler konseyi kurmuş ve 33 derece hemen hemen ortak bir derece sistemi olmuştur. Buna rağmen günümüzde, yalnız dört dereceyi uygulayan bazı Alman Ritleri vardır.
Masonluktaki dereceler:
1. Derece: Çırak
2. Derece: Kalfa
3. Derece: Usta
4. Derece: Ketum Üstat
5. Derece: Mükemmel Üstat
6. Derece: Sır Kâtibi
7. Derece: Nazır
8. Derece: Bina Emiri
9. Derece: Dokuzlar’ın Seçilmiş Üstadı
10. Derece: Onbeşler’in Seçilmiş Üstadı
11. Derece: Yüce Seçilmiş Şovalye
12. Derece: Üstat Mimar
13. Derece: Solomon Krallığı’nın Şovalyesi
14. Derece: Yüce Üstat (Kutsal Kubbe Büyük Seçilmişi)
15. Derece: Doğu Şovalyesi (Kılıç Şovalyesi)
16. Derece: Kudüs Prensi
17. Derece: Doğu ve Batı Şovalyesi
18. Derece: Salipverdi Şovalyesi (Güllü Haç Şovalyesi)
19. Derece: Büyük Pontif (Yüce İskoçyalı)
20. Derece: Düzenli Locaların Büyük Saygıdeğer Üstadı
21. Derece: Prusya Şovalyesi
22. Derece: Lübnan Prensi (Kral Baltası)
23. Derece: Sır Sandığı Başkanı
24. Derece: Sır Sandığı Prensi
25. Derece: Tunç Yılan Şovalyesi
26. Derece: İskoçyalı Papaz (İnayet Prensi)
27. Derece: Kudüs Tapınağı’nın Hakim Amiri
28. Derece: Güneş Şovalyesi
29. Derece: Saint Ande Büyük İskoçyalısı
30. Derece: Seçilmiş Büyük Kadoş Şövalyesi
31. Derece: Büyük Müfettiş Kumandan
32. Derece: Kutsal Sır Yüce Prensi
33. Derece: Hâkim Büyük Genel Müfettiş
Çoğunluk ALINTI'dır fakat kişisel görüşler ve ek bilgilerde bulundurulmuştur.
Masonlar
Forum kuralları
Kaynak belirtilmeden eklenen tüm yazılardan ekleyen sorumludur.
Alıntı Yapılmadan Eklenen Tüm Yazılar Silinecektir.
Kaynak belirtilmeden eklenen tüm yazılardan ekleyen sorumludur.
Alıntı Yapılmadan Eklenen Tüm Yazılar Silinecektir.
- **profesyonel**
- Mesajlar: 590
- Kayıt: 21 Eki, 16:18
- Yaşadığınız İl: 35 İzmir
- Burcunuz: Terazi Burcu: 23 Eylül-22 Ekim
- Cinsiyetiniz: Erkek
- Konum: İzmir
Masonlar
Tek bildiğimiz şey hiçbir şey bilmediğimizdir.
- Daegore
- Mesajlar: 36
- Kayıt: 10 Oca, 01:57
- Konum: İzmir
Re: Masonlar
Okudum ve harika bir yazı olmus eline sağlık.Baştan aşağıya doğru bilgiler.
Hayat iki şekilde yaşanır: ya hiç mucize yokmuş gibi, ya da herşey birer mucizeymiş gibi.
Karsi karsiya kaldiginiz asilmasi guc problemleri mevcut dusunce yapinizla cozemezsiniz. Çunku bu problemler, mevcut dusunce yapinizin urunudurler.
Karsi karsiya kaldiginiz asilmasi guc problemleri mevcut dusunce yapinizla cozemezsiniz. Çunku bu problemler, mevcut dusunce yapinizin urunudurler.