
(Başlığa avatarı koyuyorum çünkü dizinin baştan sona hep gezmeye kurulu, geziyorlar ve bir çok şey öğrenip gelişiyorlar sonunda kazanıyorlar zaten.)
Yeni bir şehri gezmeyi öğrenmeye benzetiyorum. Siz arabayla yeni bir şehri hızlıca gezip başka birisi yol sorsa bilemezsiniz değil mi? Veya evde oturup, tembellik yapınca da adım bile atamazsınız. Yada kararsız kalırsanız harekete geçemez ve o gün gitmiş olur.
Bir şehri sadece bir gün gezseniz muhtemelen bir iki hafta sonra sadece ilgi çekici yerler aklınızda kalır. Da Vinci metodu vardı bir şeyi biraz saçma hikaye uydurarak aklınızda kalması daha uzun oluyordu. Fakat yine tekrar edilmezse o binalar, eserler, tarihi yerler, sokaklar... Unutulur.
Sevmediğiniz bir yerdeyseniz, etraf size huzursuzluk veriyorsa hızlı adımlarla veya araba varsa hızlıca ordan uzaklaşmak isterseniz. Buda çalışırken o işi sevmeniz gerektiğini belirtiyor.
Hayal kurarak giderseniz, aklınızda bir şey varsa orayı kesinlikle keşfedemezsiniz. Zaten bu yeni yeri görüp tanımak değil yürüyüş olur. Elinizde telefonla giderseniz de aynı şekilde.
Ve o şehir belki size bir müzik melodisini hatırlatır her çaldığında orayı hatırlatabilir. Kişi anılarıyla, bilgisiyle bağlantı kurarsa o yerin haritası beyninize kayıt edilir.
Kafanızı yoğunsa, yorgunsanız o şehri tanımak değil dışarı çıkılacaksa da orman veya bildiğiniz bir yerde, evde dinlenmeniz gerekir.